Pages

Tuesday, August 19, 2014

New York Vol.1 City Cruise and Chealsea District

Bugün Salı... Hava oldukça güneşli... Cruise için oldukça güzel bir gün!

Pier 78'den kalkacak olan Nehir Turuna Sabah 11de çıktık. Adanın batı tarafında Hudson River'dan başlayan tur, Brooklyn Bridge'in altından geçip East River'da biraz daha yol aldıktan sonra dönüşe geçiyor, Özgürlük Heykelinin önüne kadar gelip, fotoğraf çekebilmeniz için biraz duruyor ve Pier 78e geri dönüyor. Kesinlikle Ellis Island'a veya Özgürlük Heykeli'ne (Statue of Liberty) direkt gitmeye gerek yok, bu tur gayet yeterli. Bu tur sayesinde adları River olsa da, nehir olduklarına inanamadığım suları google mapste inceleyerek yeni birşey öğrenmiş oldum. Napiyim ben hep denizin uzantısı zannediyordum :) Bence turun gerisini fotoğraflar anlatsın...










Turumuz bitti... hazır burdayken şu herkesin pek bahsettiği Meatpacking District'e gidelim dedik. 1 saat kitabın gösterdiği rotada yürüdük ama, belki inşaat gürültüsünden, belki de ferah ferah açık havada oturacak doğru düzgün biryer göremediğimiz için ben pek beğenmedim. Ama Chelsea Market mükemmeldi. İçinde çeşit çeşit bir sürü dükkan ve lokantanın olduğu biryer düşünün. İtalyanından ıstakozcusuna, baharatçıdan dondurmaya, çeşit çeşit yemek. Buraya 2 kere gittik NY’de kaldığımız hafta boyunca nedense her gidişimde kendimi Londra’da hissettim. Adından mı etkilendim bilmiyorum, mesela içindeki market, satılan sebze meyveler, sanki Amerika değil de daha çok İngiltere izlenimi veriyordu. Bu etki tabiki sadece bende oldu, Efe öyle bir şey hissetmedi.



Chelsea market’da dolandık, sonra hava çok güzel olduğundan, ordan kendimize suşi alıp Madison Square Park’ta yemeye karar verdik. Filmlerdeki gibi parkta oturup yemeğimizi yedik.
Akşam tam gün batımı saatinden biraz önce Empire State’teydik. Herhalde o kuyruk cumartesiye özeldi, bu sefer hiç öyle büyük bir kuyruk yoktu, ama kuyruk olmamasına rağmen yukarsı inanılmaz kalabalıktı. Küçük bir bilgi, sakın içeri sıra beklemeden girerim umuduyla biletinizi önceden internetten veya binanın dışında bilet satan görevlilerden almayın. Hiçbir işe yaramıyor. O kuyruğu her halikarda beklemek zorundasınız. Tamamen pazarlama tuzağı benden söylemesi. Bilet almak sorun değil zaten, asansör beklediğiniz için kuyruktasınız. Bu arada hakkaten hayatımda gördüğüm en hızlı asansörlerden. Bir de Shanghai’daki şu meşhur binaya çıkmıştım, herhalde yarışıyordur asansörleri.







Bu memleketten Shack Shake yemeden gitmeyeceğim! Bir kere İstinye Park’ta gittim, ama orijini burasıymış ya, gitmezsem bi tarafım açıkta kalacak. Madison Square Park’ta yemek mümkün değil, her daim parkın etrafını dolanan bir kuyruk var, biz hayatta beklemeyiz onu, ben beklesem Efe beklemez “biz İzmirliyiz, kuyruk beklemeyiz” mottosunu tekrarlar durur. 8th Av’da otele yakın başka bir Shack Shake var, o da olmaz, kalabalık ve biraz Mc Donalds’ı andırıyor. İnternete bulduğum diğer opsiyon ise Grand Central Station’ın içinde olan Shack Shake. Otele gidip gelirken gördüğümüz, herkesin ortasındaki çimlerde, kenarlarındaki masalarda oturduğu bayıldığımız Bryant Park’a ise çok yakın. Öğlen Madison Square yaptık, akşam neden Bryant olmasın diyerek, oraya çok yakın olan Grand Central’a gittik Empy çıkışı ve şok şok şok… ne kuyruk ne bişey hoop diye aldık yemeklerimizi. Hatta bir sürü boş masa vardı, temiz temiz şurda yiyip öyle parka gidelim dedik, mis gibi yedik ve parka gittik. Sonuç, evet güzel bir hamburger ama hala Flame (Caddebostan) daha güzel (Bir de Nur Beach Hotel’in Cheeseburgeri).

No comments:

Post a Comment