Pages

Sunday, March 8, 2015

Nefes Terapisi ve Anadolu Hisarı'nda bir öğleden sonra

Bu cumartesi ablamla Nilgül Tavsel'in transformal nefes terapisi seansına katıldık.
Ben size burda ne olduğundan çok bahsetmemeyi tercih ediyorum, ama merak edenler www.transformalnefes.net adresinden Nilgül Hnm'ın web sitesini ziyaret edebilirler. Onun dışında bir de Nevşah Hnm diye biri varmış, o da bu tarz seanslar düzenliyormuş. İstanbul'da en çok bu iki kişinin ismi geçiyor nefes meraklıları arasında...

Ben neden gittim... Meraktan. Yonca'dan duymuştum ilk. Çok etkilendiği bir deneyim anlatmıştı. Nefes alırken ağladığını, ellerinin kasıldığını söylemişti. Tam ne yaşadığını bilmiyordu ama çıktığında çok rahatlamıştı. Elif de ablama benzer şeyler anlatmış ve katıldığı mucize kampının hayatta yaptığı en iyi olduğu şey olduğunu söylemiş. Bende oluşan izlenim, daha çok, hayatından mutsuz olan veya duygusal hayatında sorunlar yaşayan şehirli insanların, yoğun stresli çalışma ortamı içinde sıkışıp kalarak, bir çözüm arayışı içinde buraya geldikleri oldu. O koca koca yüksek plazalarda, cam açılmayan ofislerde, yeşili bırak temiz hava olmayan yerlerde çalıştığımız için nefes alamıyoruz. Mutsuzuz. Aslında hepimiz doğaya dönmek istiyoruz. 

Ben çoğumuz gibiyim, ufak tefek mutsuzluklarım içinde aslında mutluyum. Evet, bu ülkede yaşamaktan dolayı korku içindeyim, ama hayatımı seviyorum. Kendimi şanslı addediyorum, çünkü ne istersem hep olur. Evrenle tam çözemediğim değişik bir ilişkimiz var, ben ona inanıyorum, o da bana istediklerimi veriyor. Belki de işte tam bu sebeplerle nefes terapisi bende bir değişim yaratmadı, hayatımın dönüm noktası olmadı.

Önce 5 dakika kollarınızı yukarı aşağı oynatarak enerji çekiyorsunuz. Sonra sizleri matınıza yönlendiriyorlar ve uzanıyorsunuz. Herkesin bir nefes koçu var yanında ve seans boyunca koçlar yer değiştiriyor. Gözlerinizi kapatıp ağızdan nefes alıp, ağızdan veriyorsunuz. 3 birim varsa 2 birim nefes alıp bir birimde veriyorsunuz. Ama nefesi üfleyerek vermemeniz lazım, nispeten yavaş vereceksiniz. Ve nefesi karnınıza almaya çalışıyorsunuz. Amaç diyafram kasını tekrar yumuşatmak. Bu oldukça zor, insan otomatik ciğerlerine çekiyor. Siz nefes alırken çeşitli yerlerinize bastırıyorlar, bastırdıkları yerin acıması bazı duygusal korku veya öfkelerinize işaret. Benim sol bacağımın üst yanı çok acıdı, bir de baldırım. Ama seans boyunca hep aklımdan, orda varisim var o yüzden acıyor diye geçti. Karnım hiç acımadı. Arada bir A sesi çıkarttırdılar, ama o bende işe yaramadı. Galiba dışarı atacak birşeyim olmadığından. Sonlara doğru uyku ile uyanıklık arası bir hale geçtim, tam ne olduğunu hatırlamıyorum ama titremeye başladım. Ne kadar sürdü bilmiyorum ama o sırada koç'um elini alnıma koyup "geçti geçti" dedi ve nefesimi düzenletti bana tekrardan. Kaşlarımın çatıldığını bile duyumsadım ama noldu, rüya mı gördüm, hiç anlamadım, hala da bilmiyorum. Buna trans diyorlardır belki, ama transsa bile 2dk sürdü sürmedi gibi geldi bana. A bir de ellerim çok uyuştu, ama nasıl bir uyuşmak, sanki bir enerji akıyor gibi ellerimden dışarıya. Hep ellerimi açtım, gererek havaya doğru. 

Seans bitişinde hep beraber deneyimlerimizi paylaştık. Nilgül hanım ablam ve benim için benzer şeyler söyledi. Kontrollü olduğumuzu söyledi. Evet öyleyim, bunu bende biliyorum, ama bu beni rahatsız etmiyor aksine sevdiğim bir özelliğim. Seanstan sonrasını hafif stressiz bir gün olarak geçirmemizin önemli olduğunu söyledi. Biz de ablamla çıkıp Anadolu Hisarındaki Big Chef's e gittik. 
Çok güzel mekan yapmışlar... Ablamla bir daha nefese gitmeyiz diye düşündük. Bize göre değil pek, bence ihtiyacımız yok. Biz konuşan insanlarız, içimize atmıyoruz, bizi mutsuz eden birşey varsa konuşuyoruz, bizi mutsuz eden kişiyle veya arkadaşlarımızla dertleşiyoruz, ama içimizde öfkeler kırgınlıklar biriktirmiyoruz. Ablam Yoga en güzeli diyerek güne noktayı koydu zaten :) 
Big Chefs'te omlet, ve ayvalık sandviç yedik. Üstüne cheesecake bruellee ve beyaz çikolatalı kestaneli sufle yedik. 
Meyve suyu karışımımızı (elma, kivi, ananas), çayımızı, kahvemizi içtik, dergilerimizi okuduk, 
ve 3 saat güzel bir öğleden sonra geçirdik. 


No comments:

Post a Comment