Pages

Tuesday, March 31, 2015

Seycheller, Praslin ve La Digue Adaları

Zirvedeki Gezginler ile Brisa Seycheller & Dubai Seyahati Gün 4
Seychellerde son günümüz. Ve bugün belki de tatilin en zor günü! 5te kalktık!! 5.30da kahvaltıdaydık ve 6yı geçe hareket ettik!!! Bugün bütün gün Praslin ve La Digue adalarındayız. Turumuz karadan ve katamaranla tüm gün sürecek.

Sabahın 5inde Efe'ye "ben gelmesem olmaz mı yaa, çok uykum var" diye ağlıyordum. O da tamam dedi. Ama zaten ağlanırken uyandığımı farkettim ve onu yalnız bırakmak istemedim. Sonuçta bu gezinin bizim "tatilimiz" olmayacağını kabul ederek geldim. Görev beklemez, misafirlerimizle ilgilenmeliyiz.

Görev bi yana iyi ki gitmişim. Bir sürü yer gördük bak, yanıma kar kaldı. Bu sayede burda da anlatabiliyorum.
Sabah 7.30daki tarifeli seferle önce Praslin adasına geçtik. Yol 1 saat sürüyor. Havlularımıza sarıldık; ve uyuduk. Feribot kutuplar gibi, öyle bir klima var.

Prasline vardığımızda limandan bizi yine minibüslerimiz aldı.

Önce arabayla bir ada turu attık ve ormanlık botanik bahçesine benzer bir yere geldik. Burasının adı "Valle de Mai". Mayıs vadisi demek. 


Burda yaklaşık 45 dakikalık bir tur gerçekleştirdik veee

Ve şu meşhur Coco de Mer, yani buranın ünlü hindistancevizi ağaçlarını gördük. Birazdan göreceklerinize hazır olun, zira yaradan neler yaratmış, şaşıp kalacaksınız (güleceksiniz mi deseydim acaba)!
Şimdi olayın en başı Seychellere girerken pasaportumuzla vurdukları damgayla başladı. Daha tur rehberi söylemeden tabiki Efe farketti. "Bu ne yaa, göte benzeyen şekil bastılar pasaporta" diye. Ben olanca saflığımla, o şeklin biraz tuhaf bir daire olduğunu iddia etsem de, efe'yi ikna edemedim, ki o haklıymış, havaalanından bizi otele doğru götürecek olan minibüslerimize biner binmez, tur rehberimiz Tugba Hanım, pasaportlarınızdaki damgayı farkettiniz mi, o buranın simgesi olan Coco de Mer'in şekli" dedi.

İşte meşhur ceviz!!
Efendim bu ağaçlar sadece bu bölgede yetişiyor ve ülke dışına çıkarmaya çalışmak suç. 2500 dolar cezası var. Tuğba Hanım bin kere tembihledi, sakın çantama bir parça atayım da götüreyim demeyin, havaalanında eğitimli köpekler var, bunu bulmak üzere yetiştirilmiş diye kafamıza soktu Coco de Mer'i.

Mübarek cevizin dişi ve erkek olmak üzere iki ağaç çeşidi var. Aşağıdaki resimde hangisinin erkek olduğu belli sanırım. Avrupada tuvaletlere kadın erkek resmi çizerler, burda Coco de Mer koyuyorlar...şaka gibi...

Klasik doğa kanunları, erkek meyve vermiyor, mahsülü yenmiyor, amacı sadece dişiyi döllemek. Döllenen dişi ağaç meyve veriyor ve yaklaşık 7 senede olgunlaşıyor meyvesi. 35 kiloya kadar çıkan cevizler varmış. Yani kafanıza düşse ölürsünüz ama mübarek daha kimsenin kafasına düşmemiş. Cevizin altında bir karaltı var. Onun Coco de Mer'in gözü olduğuna inanıyorlar, ve düştüğü yeri görüyor, diyor adalılar. Bu dış sert kabuğa aldırmayın, içinden yenebilen bir tür hindiatancevizi çıkıyor. Sadece kabuğu böyle enteresan. 

Ağaçlar ise ayrı hikaye. Bir Coco de Mer ağacının dişi veya erkek olduğu anca ağaç büyüyünce yani yaklaşık 20 - 30 sene sonra anlaşılıyor. Yaklaşık 400 yıl yaşadığı söylenen bu ağaç 20 yaşında daha bebek sayılıyor. Yaşını tahmin etmek için ise yapraklarını ve gövdesindeki çizgileri kullanıyorlar. Her sene bir yaprak çıkarıyor, ve bu gövdesinde bir iz bırakıyor.

Onun dışında yürüyen ağaç, kökleri dışarda olan ağaç ve spagetti ağacını da gördük.
Tur bitti ve tekrar arabalara binip bir çay kahve molası için, aynı zamanda yüzmek için şahane bir koya gittik. Burası benim seychellerde şimdiye kadar gördüğüm ve yüzdüğüm en güzel deniz. Ve galiba bir vatoz da bizimle yüzüyordu :)
Artık katamarana geçme vakti geldi. Öğlen yemeği ve La Digue adasına geçeceğiz. Küçük zodyakla katamarana taşındık. Katamaranın bizi beklediği sahil buranın en güzel plajlarındandı ve bir otele aitti.
La Digue adasının limanına yakın bir açıkta demirledik ve biz yüzerken mürettebat öğle yemeğini hazırladı. Kızlarla sohbet ederken vaktin nasıl geçtiğini anlamadık. Bu gezide emine gül ve hamide hanımlarla iyice kaynaştım. Başak abla, funda, merve yine hep beraberdik. 

Yemekten sonra La Digue adasının küçük limanına demirledik ve bu sefer cemselerle (kamyonet arkası gibi askeri araçlara benzeyen ama daha sevimli araçlar) hindistan cevizi yağı çıkarılmasını, kaplumbağaları ve vanilya çubuklarını görmeye gittik.
Daha sonra öğleden sonra yüzebileceğimiz bir restaurantda mola verdik fakat o kadar kötü bir yerdi ki herkes katamarana geri dönmek istedi. Burda kısa bir moladan sonra tekrar cemselerle geri döndük limana ve katamaranla öğle yemeği sırasındaki açıklığa gidip orda yüzdük.



Dönüşümüz yine tarifeli seferle Praslin adasından olduğu için katamaran bizi praslin limanına bıraktı. Oldukça uzun ve yorucu bir günden sonra akşam 8.30 gibi otelimize vardık. Hızlı bir duşun ardından kendi otelimizde akşam yemeğimizi yedik. Bu son akşamımızda masaları bahçeye kurmuşlar, adeta düğündeymişiz gibi 10 kişilik yuvarlak masalarda bahçede yemek yedik. Ve 11 gibi herkes odasına çekildi. Bavul hazırlayıp yatma vakti, sabah 4.30 da kalkıp Dubaiye gideceğiz.

No comments:

Post a Comment